“MİLLET BÜYÜKTÜR, BİR KİŞİ DEĞİL”
“Sadece davet etmekle kalmıyoruz. Örneğin, bugün buraya Bağcılar veya Güngören Belediye. Başkanı katılmış olsaydı, onlara bu kürsüye çıkıp konuşma hakkını biz onlara veriyoruz. Burada hem Güngören hem Bağcılar belediye başkanı da halkına, hemşehrilerine hitap edebilir, onlarla hizmetlerini ve İSKİ’yle olan hizmetlere dönük de düşüncelerini paylaşabilir. Bu demokratik hakkı, biz hep verdik. Kürsüden sabote edildiğimiz birkaç toplantı oldu. Onun dışında her birisi nezaketle geçti. Ve sabote olsun, olmasın, biz ondan hiç vazgeçmedik. Ve bu kürsüden, halkın kürsüsü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait bu kürsüden, biz, onlara söz hakkı verdik. Ve vermeye de devam edeceğiz. Bu kürsünün, bu mikrofonun sahibi millettir. Bakın her koltuk; cumhurbaşkanlığı koltuğu da milletindir, belediye başkanlığı koltuğu da milletindir. Büyükşehir Belediye Başkanlığı da milletindir. Onun için biz diyoruz, ‘Millet büyüktür.’ Millet büyüktür, bir kişi değil. Bir koltuk değil, millet büyüktür. Bütün evrene baktığımızda, nasıl Yaradan’a sığınırız, işte toplumsal meselelerde millet büyüktür. Milletin büyüklüğünü kabul ederseniz, bunu gönülden yaparsınız. Benim değil ki, söz kendini bağlar zaten. Bağcılar ve Güngören Belediye Başkanı da buraya davet edilmiştir ama gelmeme tercihlerini kullanıyor olabilirler. Bundan sonra da davet etmeye devam edeceğiz. Biz, yüzlerce, İstanbul'la ilgili toplantı, açılış, temel atma töreni, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dahil olmak üzere, en tepeden yapılan iş ve işlemlerde nasıl davet edilmediğimizi toplumla defalarca paylaştık. İşte ‘ayrımcılık’ dediğim şey bu.”
“HALKIMIZA VERDİĞİMİZ SÖZÜN ARKASINDA DURUYORUZ”
“Yaptığımız her yatırımla, aslında halkımıza verdiğimiz sözü yerine getiriyoruz. Halkımıza verdiğimiz sözün arkasında duruyoruz. Ve çok büyük zorluklarla yerine getiriyoruz; onu söyleyeyim. Bakın bu zor koşullarda dahi temel atma törenlerine devam etmek, açılışlar yapmak, projeleri bitirmek kolay iş değil. Zor. Çok nefes nefese… Bazı engellemelere, var olan aldığımız bazı özellikle bir kısım dış kredilerin bir imzayı bile bizden esirgemelerine rağmen iş yapıyoruz Türkiye'nin neresinde olursa olsun, dönüp bakın, son 1-1,5 buçuk yıl içerisinde… Bakın, seçim bitti. ‘Hadi bir rahatlayalım, 1-1,5 sene hiçbir şey yapmayalım’ değil… ‘İstanbul'un hizmete ihtiyacı var. Bu kentin ihmal edilmiş sorunları var. Bu sorunlara çözüm bulmalıyız’ diyerek, gece-gündüz çalışarak, buralarda yaptığımız temel atmaları, açılışları tam da halkımıza verdiğimiz sözü yerine getirmek adına, yürekli bir biçimde, kararlı biçimde yapmaya devam ediyoruz. İşte onun için görevimizi alnımızın akıyla yapmaya devam etme kararlılığı, tam da İstanbul'umuzun, İstanbulluların yaşam kalitesini yükseltmek, yaşam alanlarını güvenli hale getirmek, daha sağlıklı bir şehirde yaşamalarını sağlamak prensiplerini içeriyor.”